1 Ağustos Cumartesi 2020. Saat: 09:28. Çalan şarkı: House Of Rising Sun - The White Buffalo.
Selam. Bu sefer moralim bozuk değil :). Yani bitik durumda yazmadığım ilk yazım olabilir. Peki yazma sebebim ne? Biraz korkuyorum. Adım atmaktan korkuyorum. Çok daha bitik duruma gelmekten korkuyorum. Şimdi neyden korktuğumdan bahsedeyim.
Korktuğum şey Esma'ya açılmak. Bu durumu istemsizce öz güven eksikliği olarak değerlendiriyorum. İşin aslında korkmam gayet doğal. Değer vermediğim birisi olsaydı, sadece denemek için deniyor olsaydım çok takılmadan pat diye söylerdim zaten. Ama işi şöyle değerlendiriyorum: Esma değer verdiğim birisi ve ona açılmama durumları çok tuhaf hallere getirebilir. Büyük ihtimalle eninde sonunda yapacağım. Sadece daha da enine boyuna düşünmek istiyorum olayı.
Aslında şöyle bir şey oldu: yine gece gece basmışlardı bana. Ama yıkık tiribi değildi bu baskınlık. Sıradan bir can sıkıntısı gibiydi. Sonra aklıma nereden geldiyse Esma geldi. Biraz kafamı kurcalayınca can sıkıntısı yerini tatlı bir düşünce oyununa bıraktı. Neyse ben zaten gece geç de olsa kedim Necis'in bir videosunu atmıştım ona. Ama videodan sonra mı düşünmeye başlamıştım önce mi hatırlayamıyorum. Düşüncenin ortasında bile atmış olabilirim. Neyse. Sonra içimde ansızın bir hapçı uyandı ve "Konuş açıl oğlum." dedi. Tamam kınık açılalım dedmim. Sonra saate baktım daha yeni sabah olmuş. Videoya cevap verdikten sonra yazarım dedim. Videoya cevap verdi ama ne cevap! Kız hastalanmış gece gece hastahaneye götürmüşler. Gastroenterit var demişler. Kız 1-2 gün mide bulantısı, karın ağrısı, mide yanması falan süründü. Sonra teyzesi "Apandisit olabilir." diyor. Kızcağız röntgen çekilince anlaşılıyor apandisitinin sıkıntılı olduğunu. Yani teyzesi olmasa amına kodumun geçiştirici doktorları ya da asistanları artık ne sikimseler yüzünden kız ölecek. Neyse amk neyse. Tabii durum böyleyken söyleyemedim. Apandisitini aldılar kızın hala zor zamanlar geçiriyor. Ve ben bu zamanlarda kendimi çok yetersiz hissediyorum. Tamam fiziken bir şey yapamıyor olabilirim ama konuşmaya kalktığımda bile bir şey diyemiyorum. Yani ne diyebilirim ki? İçimden geçenleri söylesem: lan zaten içim karanlıklar çukuru, bir de onun durumuna üzülüyorum... Yani olmaz. Ben hissettiğimi, yaptığımı ve düşündüğümü söylemenin dışında çok konuşan birisi değilim zaten (he bir de sinirlenince küfür ederim.) Hal böyle olunca kızla bir şey konuşamıyorum. diyeceğim herhangi bir şey kızın ağrısını sızısını kesmeyecek. E zaten derdi bu kızın...? Yani edilecek her söz: boş laf. Benden beklentisi nedir, var mıdır bilmem de zaten. O durumda olan ben olsam, değer verdiğim kişi ne anlatsa dinlerim zaten. Hoşlandığım kişi olup olmamasından bahsetmiyorum tabii. Ufuk konuşsa onu da dinlerim. Tun. ağabeyle şakalaşırım. Emre'nin varsa bir derdi ortak olurum (pezevenk hayattaki bütün şansını bu yaz harcadı gerçi ve hayattan zevk de alıyor. belki de ilk kez.).
He bundan önce de konuşmak istediğim zaman yine çok saçma bir zamana denk gelmişti. Kız yaz boyu telefonunu eline almama kararı almış. Kullanımını azaltmak ve derslerine biraz daha zaman verebilmek için. E ben neabayım bea. Şansımız yok ki alkfhjalksjfhasjkfh.
Neyse işte korkuyorum. Büyük ihtimalle kız benim gibi düşünmüyor. Birine açıldıktan sonra da eskisi gibi arkadaşlık bekleyemezsin ki!
He bu arada bayramın ilk gününü geride bıraktık. İlk defa kimseyi aramadım bayram için. Kimse de beni aramadı zaten sldkgjlasodıjlasoıj. Yemin ediyorum kafam çok rahattı.
Öf be arkadaş fırından ne biçim ekmek kokusu geliyor. Uff miss gibi!!! Bazen tam yattığım sıralar geliyor koku sonra uykum kaçıyor sldkfjsldkfjaslkj. Lan zaten iki günde bir uyuyorum onda da fırıncı abilerimin sabotajına uğruyorum sdflkjasdlkfjgaslkj.
Neyse. Yazmayı bırakıyorum. Bakayım Esma hala ayakta mı. Biraz konuşmaya çalışayım bakayım iletişimimiz nasıl. Biraz daha emin olmak istiyorum. Bakalım bakalım. Hadi bıbı.
Saat: 10:14 Çalan şarkı: aynı şarkı çalıyor değiştirmedim.
Yorumlar
Yorum Gönder