21.11.2020. Saat: 07:23.


  Selam. Yine Şam. İstanbuldayım. Odamda. Until The Last Drop Falls dinlemekten olacak ki yazma isteği duydum. Monitörüm, sanırsam iki hafta önce kötü bir vaziyete soktu kendini. Elektriğin fazla gelmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum ama kim bilir.. Görüntüsü kötü durumda. Yazıları okumaya çalışınca kör oluyor insan. Dün başka bir monitör aldım. %46 gibi uçuk bir indirimle. Ekran kartımdan çıkan ses her geçen gün sol kulağıma daha da çok tecavüz ediyor.  Neyse.  Son olarak motor ehliyetine yazıldığımı ve bu gün son dersime girdikten sonra, bir dahaki dersin, korona sebebiyle, 2021 ocak ayında olacağını öğrendiğimi söyledikten sonra bu boş yapan özet faslını geçmek istiyorum.


  İnsanlığa çok yararlı olsalar da, Allah'ın benden yapmamı istediği şey olduğunu düşünsem de, elimde olsa düşüncelerimden kurtulma ödülüne talip olur muydum acaba. Şu anki durumumdaki düşüncelerimden kurtulma istemim, sefaletten sıkılıp çareyi intiharda arayan insanlarınki gibi midir acaba? İçten içe biliyorlar mıdır onlar da bunun aslında doğru olmadığını; çözüm olmadığını? Buna rağmen yine de intihar ediyorlar mıdır? Allah'ın kesin emri olmasaydı ben de çoktan intihar etmemiş miydim?  Bir çok şey düşündüğüm oldu şu ana kadar. Kimisini tecrübeden uzak bir şekilde sadece teoride düşündüm. Acaba intihardan korkmama düşüncem de teoride korkutucu olamadığı için mi korkutucu gelmiyor? Bu düşünce teoride korkudan arınmış şekilde midir? Belki de içten içe intihara karşı bir korku duyuyorumdur; yine de onu tercih ediyorumdur. Hep özlemini çektiğim bir sevgili gibi değil de: hep kaşınan ama asla kaşıyamadığın, tarif edemediğin, sırtındaki bir nokta gibi.


  Hala tüketmeye devam ediyorum. Mouse aldım, monitöre atladım. Monitörü aldım, mikrofon ve ram bakıyorum. Bunlara bakarken kocasının 5000 rupilik MR parasını çıkartmak için koşu yarışına katılan yaşlı kadını düşünüyorum. Peşinde koştuğum şeyler ne kadar ihtiyaç gibi gözüküp aslında hiç gerekli şeyler. Bu döngünün sonu var mı? Piyasadaki en tatmin edici donanıma sahip olsam, en iyi oyuna sahip olsam da, o oyunu bitirmem ne kadar zamanımı alacak (ki o oyunları çoktan bitirdim)? Peki yaşlı kadınların hangi birine yardım edeceksin? Yardıma muhtaç insanlar hep var olmuştur ve var olacaklardır.  Peki hepsine yardım etmen gerekir mi? Edebildiğin kadarına yardım etsen hiçbir şeyi değiştiremez misin? Değiştiremesen de iyi hissetmez misin? Hayır, etmezsin. Bu sefer de aklın yardım edemediğin diğer insanlarda kalır. Demek ki ben her ne yaparsam yapayım tatmin olmuyorum. Demek ki ben , mutlu olamıyorum.


  İntihar düşüncesi içimi dolduruyor. Allah'ın emri her ne kadar bunu gerçekleştirmeme engel olsa da aklımda başka düşünceler fink atıyor. İntihar etmeyip dönüşü olmayan bir yola girmediğim, ama yaşadığım süre zarfında da boş bir hayat sürüp, farklı farklı günahlara bulaştığım düşüncesi gibi.


  Huysuzluğum,  sinirim, hayıflanmalarım aldı başını gidiyor. Son zamanlarda söylenmemeye çalışıyorum. Bunu ne zaman denesem kendimi suskunluk içinde buluyorum. Tek yaptığım insanlara itiraz etmek, bir bakıma haklı bulmak ve fikir üretiyorsam da şikayet etmek oluyor.


  Düşüncelerimden arınmak istiyorum. Her türlüsünden. Yönetilmek istiyorum; direnmemek. Fikir üretmek istemiyorum. Eleştirmek istemiyorum. Seçim yapmak zorunda kalmak istemiyorum. Düşünüp, mutsuz olmak istemiyorum. Dışarıdaki o aptallar gibi dünya sikime minare götüme yaşamak istiyorum. Peki Allah'ın "aklını kullan" emrinin dışına çıkıp neden bunları istiyorum? Aklımı kullanamıyorum çünkü. Aklımın beni getirdiği yer bu mutsuzluk girdabından başka yer değil.  


  Önceden aklımda canlanan intihar fikri bileğimi derin ve boydan bir kesik atıp, yatakta yavaşça can vermek idi; yani usulca bir ölüm. Şimdilerde çok sık bir şekilde hızlı ya da/ ve vahşice yöntemler geliyor aklıma. Sonra hep aynısı: "CANINIZA KIYMAYIN". Hala bunu hatırlayabildiğim için şükretmem lazım. Benimse tek yaptığım. Avare avare takılmak. Daha fazla yazmak istemiyorum. Hiçbir şeyi istemediğim gibi. 


  21.11.2020. Saat:08:06.

Yorumlar

Popüler Yayınlar