21 Haziran 2020. Saat: 00:03. Çalan şarkı: Sous les draps.

  Yazayım dedim. Niyesini bilmem. Tahmin yürütebilirim ama. Yeni bilgisayar aldım. 4000 TL'ye gıcır gıcır bir kasa. Klavyem ve farem vardı. 150 TL'ye de sikimsonik bir monitör aldım. Dün babam ve eşi gelip babaannemi ve kediyi de yanlarına alıp Sivas'a gittiler. Fırsattan istifade salondaki sikimsonik ama benimkinden milyon kat iyi olan televizyonu odama alıp monitörüm yaptım. Başladım oyun oynamaya. Kingdom Come: Deliverence, Valorant, LOL, ARK (her ne kadar 20 dakikadan fazla oynamamış olsam da) ve son olarak !!BANNERLORD!!. Lakin sıkıldım. Bannerlord'un yaşattığı hayalkırıklığı fazla evet. Daha bu gün indirip oynamaya başladım belki ondan kötü gelmiştir bilemiyorum. Bu olaylardan ötürü moralim bozuk olabilir. 

  Oyunlar, yalnızlığımın yerini dolduramayınca yazıya giriştim. Ne kadar idare ederse artık. 

  Okulu ve diğer zımbırtıları düşünüyorum. Başarısızlık içimi sıkıyor.  Her şey içimi sıkıyor. Acıktığımda bulaşık çıkacağı düşüncesi. Yaşarken, bu boşluğa ve ziyana adanmış hayatın biteceği gerçeği sıkıyor içimi. Bitmesi daha kötü biliyorum ama bitmemesini düşünmek daha da korkutucu hissettiriyor. Ben: cevapları bilip susan adam. Ben: korkakolan adam. Ben: çabalamaktan kaçan adam. Ben: mutsuzluğu seçen adam. Dolayısıyla ben: ...

  Ne istediğini bilmeyen ben. Anlık yaşayan ve yaşadığı anı boka çeviren ben. Hoşnutsuz ben. Sürekli söylenen ben. Gülmenin ardından yok olma isteği içini saran ben. Bilgisiz, akılsız ve eğitilemez olan ben. Yapacağını da yapamayacağını da bilse de denemeyen ben. Yaşamaktan vazgeçmiş ben. Yok oluşunun karşısında, dalgınca düşünmeye dalan ben. İyi biliyorum ki: ileride bu yazıyı okursam, sürekli "ben" yazdığımdan dolayı, sanki cümlenin ne anlattığını biliyormuşum havalarına gireceğim. E çünkü sonunda ben var. Bak, biliyormuşum. Amk aptalı.

  Hayatımdaki şeyleri yarı bırakmasaydım nasıl olurdu acaba? Mesela gitar çalmayı bırakmasam "sous les draps"ı çalabilir miydim şimdi? Sporu bırakmasam güçlü hisseder miydim şuanda? Ya da bu kadar tembel olur muydum? Lise sonda ders çalışmayı bırakmasam İstanbul'da İngilizce okuyor olur muydum? Puanımın yettiği bitik üniversitelerin dışında tabii. Ankara'da okula başladığım andan itibaren ders çalışıp bırakmadan devam etsem nasıl olurdum şuanda? Bunlar beni mutlu edemezdi belki. Sonuçta hayatın her döneminde duygusal çöküşlerimiz oluyor. Ama hiç değilse o çöküşleri yaşarken bir de bunların pişmanlığını duymazdım.

  Yeter amk sıkıldım. 

  Saat 00:43.

Yorumlar

Popüler Yayınlar